“BU ÜLKEDE ALEVİLERE HAKARET SERBEST Mİ?" Ali Arslan Yazdı...

“BU ÜLKEDE ALEVİLERE HAKARET SERBEST Mİ?" Ali Arslan Yazdı... Adaletin terazisi artık sadece güçlüden yana tartıyor. Alevilere hakaret edenler hakkında yapılan suç duyurularının neredeyse tamamı “takipsizlik” kararıyla sonuçlanıyor. Bir inanca, bir topluma, bir yaşam biçimine hakaret etmek suçtur hem hukuk önünde hem de insanlık önünde! Bu ülkede Alevi olmak hâlâ bedel ödemek anlamına geliyor. Kimi zaman işte, kimi zaman okulda, kimi zaman da mahkeme koridorlarında... Hakarete uğrayan Aleviler “adalet” arıyor, savcı “takipsizlik” veriyor. Bu kararlar sadece dosyaları kapatmıyor; aynı zamanda halkın vicdanını da kanatıyor. Her “takipsizlik” kararı, bir inancın, bir topluluğun sesini biraz daha kısmaya çalışıyor. Bugün bazı çevreler, Alevilere yönelik hakaretleri “ifade özgürlüğü” diye savunarak bu nefretin üzerini örtmeye çalışıyor. Bu, alenen nefretin meşrulaştırılmasıdır. Devletin görevi, inançlara hakaret edenleri korumak değil, cezalandırmaktır. Ama gelin görün ki, iktidar yanlısı bir kalem Alevilere saldırdığında “görüş beyan etti” deniyor; bir Alevi kendi inancını savunduğunda ise “halkı kin ve düşmanlığa tahrik”le suçlanıyor. Bu nasıl adalet? Bu nasıl eşitlik? Gerçeği konuşanlar susturuluyor, hakaret edenler ödüllendiriliyor. Bu tablo, sadece Alevilere değil, bu ülkenin tüm vicdan sahiplerine ihanettir. Alevilere hakaret edenleri aklayan her karar, yarın başka bir topluma, başka bir inanca yöneltilmiş nefretin zeminini hazırlar. Bugün Aleviler hedefte, yarın kim bilir kim? Adaletin sustuğu yerde nefret konuşur — biz buna izin vermeyeceğiz. Yanı başımızda Suriye’de Aleviler hâlâ katlediliyor, köyleri yakılıyor, evlerinden ediliyor. Biz bu acının ne demek olduğunu biliyoruz. Aynı zihniyetin, farklı maskelerle aramızda dolaştığını da görüyoruz. Kelimelerle başlıyor her şey önce hakaretle, sonra iftirayla, sonra linçle... Tarih bunu defalarca yazdı: Susturulan adalet, bir gün herkesin kapısını çalar. Gerçek adalet, sadece yasada değil, vicdanda da yer bulmalı. Ama bu ülkede vicdan da artık susturulmak isteniyor. Alevilerin sabrını sınayan her takipsizlik kararı, bu ülkenin hukuk sistemine vurulmuş kara bir lekedir. Biz susmayacağız, geri çekilmeyeceğiz, unutmayacağız. Çünkü adalet isteyen bir halkı susturamazsınız! Aleviler boyun eğmeyecek — çünkü bu topraklarda biz, korkunun değil hakikatin çocuklarıyız! Ve biz o hakikati, her ne pahasına olursa olsun, söylemeye devam edeceğiz.