KUDRET:”2022’NİN KARANLIĞINI, 2023’ÜN IŞIĞIYLA AYDINLATALIM!”

SİYASET 11.01.2023 - 12:50, Güncelleme: 11.01.2023 - 12:50 2403+ kez okundu.
 

KUDRET:”2022’NİN KARANLIĞINI, 2023’ÜN IŞIĞIYLA AYDINLATALIM!”

KUDRET:”2022’NİN KARANLIĞINI, 2023’ÜN IŞIĞIYLA AYDINLATALIM!”
    İş İnsanı Murat Kudret gazetemize yaptığı açıklamada 2022 yılında yaşanan siyasi gelişmeleri hatırlatarak;’ . 2022, devlet sistemini felce uğratmış AKP Hükümeti’nin iktidarda kalabilmek için ekonomi, toplumsal yapı ve siyasete yıkıcı müdahaleleriyle anılacak.”dedi.    Kudret’in açıklamasının tamamı şu şekilde yer aldı: “2022 yılı Türkiye açısından en sarsıcı yıllardan biri oldu. 2023 yılı birçok kritik sorunun zorunlu çözüm durağı olduğundan geçtiğimiz yıl sancılı, zorlu ve yer yer de yıkıcı oldu. 2022, devlet sistemini felce uğratmış AKP Hükümeti’nin iktidarda kalabilmek için ekonomi, toplumsal yapı ve siyasete yıkıcı müdahaleleriyle anılacak. Seçim Kanunu      AKP’nin seçime hazırlık kapsamında attığı en önemli adımlardan biri seçim kanununda yaptığı değişiklikler. Baraj yüzde yediye indirilirken Cumhurbaşkanı seçim yasaklarından muaf tutuldu. Seçim kurullarında kıdemli hâkimin yer alması kuralı kaldırıldı. Bu değişiklikler hem propaganda sürecinde hem seçim sürecinde AKP’ye avantaj sunarken bize de canla başla çalışma ve uyanık olma zorunluluğu yüklüyor. Gezi Davası     Yıl boyunca bu davada hukuk siyasete alet edildi. Erdoğan’ın kimyasını bozan Gezi olaylarının intikamı şeklinde cereyan eden dava sürecinde Osman Kavala, Mücella Yapıcı ve Çiğdem Mater başta olmak üzere pek çok aydına ceza yağdırıldı ve yakın zamanda verilen cezalar onandı. Ceza gerekçeleri hem ulusal hem uluslararası kamuoyunda büyük tepkiyle karşılandı, davanın uzun sürmesinin muhtemel sebebi de budur. İmamoğlu Davası Geçen yıla damgasını vuran bu davada hukuk ve yargılama şeklen de terk edildi. İmamoğlu’na YSK üyelerine “ahmak” dediği iddiasıyla dava açılmıştı, YSK üyelerinin şikâyeti olmamasına rağmen. Davaya bakan hâkim konudan o kadar uzak ki hakaretin Bakan Soylu’ya yapıldığını zannediyor. Verilecek ceza önceden belirleniyor, mevcut hâkim ikna edilemiyor. İkna edilemeyen hâkim sürülüyor, yerine geçen İmamoğlu’na cezayı veriyor. Daha sonra bir sürpriz oldu, Danıştay böyle bir suçta İmamoğlu’nun görevden alınamayacağına ilişkin görüş bildirdi. Seçim sürecinde İstanbul’u CHP’li belediyenin yönetmesini istemeyen AKP, İmamoğlu’na terör davası açtı. İçişleri Bakanı bazı İBB çalışanlarının yakınlarının terörle iltisaklı olduğu gerekçesiyle dava açılmasını istedi. Üstelik işe girenlerin güvenlik soruşturmasını kendisine bağlı valilik yapmasına rağmen. İstanbul Sözleşmesi Siyasal İslamcıların kadın haklarına karşı olduğunun en önemli göstergesi Türkiye’yi İstanbul Sözleşmesi’nden çekme girişimiydi. Erdoğan sözleşmenin feshini duyurdu. Kararın iptali için Danıştay’da dava açıldı. Savcılar kararın iptali yönünde görüş bildirmesine rağmen Danıştay fesih kararını hukuka uygun buldu. Mücadele bitmiş değil, seçim bu mücadelenin önemli aşamalarından biri olacak. Sansür Yasası Hükümet “dezenformasyonla mücadele” adı altında bir yasa çıkardı. Yasadaki maddelerden biri “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu düzenliyor. Bu o kadar esnek bir tanımlama ki sosyal medyada yapacağınız her yorum ceza almanıza sebep olabilir. Ceza unsuru taşıdığına hükmedilen bir iletiyi beğenmeniz de sizin suç ortağı olarak yargılanmanıza sebep olabilir. Sanata Yapılan Baskı Geçen sene aynı zamanda AKP’nin konser, festival ve sanatçılarla mücadele yılı olarak hatırlanacak. Türkiye’nin pek çok ilinde konserler ve festivaller yasaklandı. Tarkan ve Sezen Aksu şarkı sözleri nedeniyle hedef alındı. Hatta Erdoğan ve Bahçeli Sezen Aksu’yu direkt olarak hedef gösterdi. Gülşen de çalışma arkadaşıyla şakalaşırken kullandığı bir ifade nedeniyle cezaevine girdi. Sanatçılarımızın baskı karşısında geri adım atmaması sevindiriciydi. Maden Ocakları Amasra’daki maden faciasında 42 işçi yaşamını yitirdi. Soma kalplerimizde hala bir yarayken, Amasra sarsıcı oldu. Patlamaya bir ihmaller zincirinin sebep olduğu tespit edildi. Tüm partiler ortak komisyon kurdu, sorumlulardan bazıları tutuklandı. İnanç ve Yaşam Tarzı 2022, ailesi tarafından cemaat yurdunda kalması için baskı gören Enes Kara’nın intihar etmesiyle açıldı, altı yaşında bir kız çocuğunun bir tarikat liderleriyle evlendirilmesi olayıyla kapandı. Uzun bir süre olayın üstü örtülmeye çalışıldı. Tepkiler çığ gibi büyüyünce soruşturma açıldı. Hükümet faillerin arkasında durmayı göze alamadı. Olayı kabul edilemez olarak değerlendirdi. Erdoğan’ın Alevi kanaat önderleriyle görüşme ve bir Alevi açılımı girişimi, Aleviliği Sünni Diyanet’in bir parçası haline dönüştürme girişimine dönüştü ve başlamadan bitti. Erdoğan, tarikat baskısı yüzünden şeklen de olsa bir adım atamadı. Siyasi Cinayetler Yılın sonlarına doğru Taksim Meydanında bir terör saldırısı oldu. 2015’te iki seçim arasında yaşadığımız sürecin bir benzerinin tezahür edeceği korkusu yaratan saldırı ile ilgili birçok spekülasyon yapıldı. Olay halen açıklığa kavuşmuş değil. 31 Aralık’ta Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi, faillerin ve azmettirenlerin bilindiğine dair açıklamalar ve hükümet ortaklarının sessizliği seçim öncesi siyasi cinayetler şüphesini daha da arttırdı. “Faiz Sebep, Enflasyon Sonuç” Bu ifade ekonomist olduğunu söyleyen Erdoğan’a ait. Politika faizi %19’dan %9’a indi ama enflasyon son 24 yılın rekorunu kırdı. Resmi rakamlarda bile enflasyon %100’e yakın. 2022’ye “en parlak yılımız olacak” diye başladılar, oysaki yıl vatandaş için bir ekonomik felaketle bitti. Aynı süreçte Türk Lirası hızla değer kaybetmeye devam etti. Dış ticaret açığı bir önceki yıla oranla bir buçuk kat arttı. Kur Korumalı Mevduat sistemiyle vatandaşın parası mevduat sahiplerine aktarıldı. Aynı zaman diliminde vatandaş konut kirasıyla uğraşmak zorunda kaldı. Kiralar yer yer iki üç kat arttı. Hükümet artışı yüzde 25 ile sınırlasa da mahkemeler kira davalarıyla doldu taştı. Hükümetin asgari ücrete bakış açısından anlıyoruz ki gidişin yönü bütün ülkeyi asgari ücretle çalışanlar ülkesi haline getirmek. Sonuç Seçime kadar olan birkaç aylık süreçte seçim yatırımı olarak bir takım popülist ekonomik politikalar, seçim sürecinde siyasi saldırılar, sandıkta şaibeli olaylar, siyasi rakiplere karşı ceza ve yasaklamalar gerçekleşebilir. Yine de 2023 umutlu olmak için birçok veri de barındırıyor. 2022 karanlığın en koyu olduğu yıl ise, 2023’te ışık görünecek demektir. Sakin, uyanık ve kararlı olacağız. Hakkımızı savunacağız ve ülkemizi sağ salim seçime götüreceğiz. Seçimde sandıklarımızı koruyacağız ve zaferi balkon konuşmasıyla değil sokaklarda dans ederek kutlayacağız.”
KUDRET:”2022’NİN KARANLIĞINI, 2023’ÜN IŞIĞIYLA AYDINLATALIM!”

    İş İnsanı Murat Kudret gazetemize yaptığı açıklamada 2022 yılında yaşanan siyasi gelişmeleri hatırlatarak;’ . 2022, devlet sistemini felce uğratmış AKP Hükümeti’nin iktidarda kalabilmek için ekonomi, toplumsal yapı ve siyasete yıkıcı müdahaleleriyle anılacak.”dedi.

   Kudret’in açıklamasının tamamı şu şekilde yer aldı:

2022 yılı Türkiye açısından en sarsıcı yıllardan biri oldu. 2023 yılı birçok kritik sorunun zorunlu çözüm durağı olduğundan geçtiğimiz yıl sancılı, zorlu ve yer yer de yıkıcı oldu. 2022, devlet sistemini felce uğratmış AKP Hükümeti’nin iktidarda kalabilmek için ekonomi, toplumsal yapı ve siyasete yıkıcı müdahaleleriyle anılacak.

Seçim Kanunu

     AKP’nin seçime hazırlık kapsamında attığı en önemli adımlardan biri seçim kanununda yaptığı değişiklikler. Baraj yüzde yediye indirilirken Cumhurbaşkanı seçim yasaklarından muaf tutuldu. Seçim kurullarında kıdemli hâkimin yer alması kuralı kaldırıldı. Bu değişiklikler hem propaganda sürecinde hem seçim sürecinde AKP’ye avantaj sunarken bize de canla başla çalışma ve uyanık olma zorunluluğu yüklüyor.

Gezi Davası

    Yıl boyunca bu davada hukuk siyasete alet edildi. Erdoğan’ın kimyasını bozan Gezi olaylarının intikamı şeklinde cereyan eden dava sürecinde Osman Kavala, Mücella Yapıcı ve Çiğdem Mater başta olmak üzere pek çok aydına ceza yağdırıldı ve yakın zamanda verilen cezalar onandı. Ceza gerekçeleri hem ulusal hem uluslararası kamuoyunda büyük tepkiyle karşılandı, davanın uzun sürmesinin muhtemel sebebi de budur.

İmamoğlu Davası

Geçen yıla damgasını vuran bu davada hukuk ve yargılama şeklen de terk edildi. İmamoğlu’na YSK üyelerine “ahmak” dediği iddiasıyla dava açılmıştı, YSK üyelerinin şikâyeti olmamasına rağmen. Davaya bakan hâkim konudan o kadar uzak ki hakaretin Bakan Soylu’ya yapıldığını zannediyor. Verilecek ceza önceden belirleniyor, mevcut hâkim ikna edilemiyor. İkna edilemeyen hâkim sürülüyor, yerine geçen İmamoğlu’na cezayı veriyor. Daha sonra bir sürpriz oldu, Danıştay böyle bir suçta İmamoğlu’nun görevden alınamayacağına ilişkin görüş bildirdi. Seçim sürecinde İstanbul’u CHP’li belediyenin yönetmesini istemeyen AKP, İmamoğlu’na terör davası açtı. İçişleri Bakanı bazı İBB çalışanlarının yakınlarının terörle iltisaklı olduğu gerekçesiyle dava açılmasını istedi. Üstelik işe girenlerin güvenlik soruşturmasını kendisine bağlı valilik yapmasına rağmen.

İstanbul Sözleşmesi

Siyasal İslamcıların kadın haklarına karşı olduğunun en önemli göstergesi Türkiye’yi İstanbul Sözleşmesi’nden çekme girişimiydi. Erdoğan sözleşmenin feshini duyurdu. Kararın iptali için Danıştay’da dava açıldı. Savcılar kararın iptali yönünde görüş bildirmesine rağmen Danıştay fesih kararını hukuka uygun buldu. Mücadele bitmiş değil, seçim bu mücadelenin önemli aşamalarından biri olacak.

Sansür Yasası

Hükümet “dezenformasyonla mücadele” adı altında bir yasa çıkardı. Yasadaki maddelerden biri “halkı yanıltıcı bilgiyi alenen yayma” suçunu düzenliyor. Bu o kadar esnek bir tanımlama ki sosyal medyada yapacağınız her yorum ceza almanıza sebep olabilir. Ceza unsuru taşıdığına hükmedilen bir iletiyi beğenmeniz de sizin suç ortağı olarak yargılanmanıza sebep olabilir.

Sanata Yapılan Baskı

Geçen sene aynı zamanda AKP’nin konser, festival ve sanatçılarla mücadele yılı olarak hatırlanacak. Türkiye’nin pek çok ilinde konserler ve festivaller yasaklandı. Tarkan ve Sezen Aksu şarkı sözleri nedeniyle hedef alındı. Hatta Erdoğan ve Bahçeli Sezen Aksu’yu direkt olarak hedef gösterdi. Gülşen de çalışma arkadaşıyla şakalaşırken kullandığı bir ifade nedeniyle cezaevine girdi. Sanatçılarımızın baskı karşısında geri adım atmaması sevindiriciydi.

Maden Ocakları

Amasra’daki maden faciasında 42 işçi yaşamını yitirdi. Soma kalplerimizde hala bir yarayken, Amasra sarsıcı oldu. Patlamaya bir ihmaller zincirinin sebep olduğu tespit edildi. Tüm partiler ortak komisyon kurdu, sorumlulardan bazıları tutuklandı.

İnanç ve Yaşam Tarzı

2022, ailesi tarafından cemaat yurdunda kalması için baskı gören Enes Kara’nın intihar etmesiyle açıldı, altı yaşında bir kız çocuğunun bir tarikat liderleriyle evlendirilmesi olayıyla kapandı. Uzun bir süre olayın üstü örtülmeye çalışıldı. Tepkiler çığ gibi büyüyünce soruşturma açıldı. Hükümet faillerin arkasında durmayı göze alamadı. Olayı kabul edilemez olarak değerlendirdi.

Erdoğan’ın Alevi kanaat önderleriyle görüşme ve bir Alevi açılımı girişimi, Aleviliği Sünni Diyanet’in bir parçası haline dönüştürme girişimine dönüştü ve başlamadan bitti. Erdoğan, tarikat baskısı yüzünden şeklen de olsa bir adım atamadı.

Siyasi Cinayetler

Yılın sonlarına doğru Taksim Meydanında bir terör saldırısı oldu. 2015’te iki seçim arasında yaşadığımız sürecin bir benzerinin tezahür edeceği korkusu yaratan saldırı ile ilgili birçok spekülasyon yapıldı. Olay halen açıklığa kavuşmuş değil. 31 Aralık’ta Ülkü Ocakları Eski Genel Başkanı Sinan Ateş’in öldürülmesi, faillerin ve azmettirenlerin bilindiğine dair açıklamalar ve hükümet ortaklarının sessizliği seçim öncesi siyasi cinayetler şüphesini daha da arttırdı.

“Faiz Sebep, Enflasyon Sonuç”

Bu ifade ekonomist olduğunu söyleyen Erdoğan’a ait. Politika faizi %19’dan %9’a indi ama enflasyon son 24 yılın rekorunu kırdı. Resmi rakamlarda bile enflasyon %100’e yakın. 2022’ye “en parlak yılımız olacak” diye başladılar, oysaki yıl vatandaş için bir ekonomik felaketle bitti. Aynı süreçte Türk Lirası hızla değer kaybetmeye devam etti. Dış ticaret açığı bir önceki yıla oranla bir buçuk kat arttı. Kur Korumalı Mevduat sistemiyle vatandaşın parası mevduat sahiplerine aktarıldı.

Aynı zaman diliminde vatandaş konut kirasıyla uğraşmak zorunda kaldı. Kiralar yer yer iki üç kat arttı. Hükümet artışı yüzde 25 ile sınırlasa da mahkemeler kira davalarıyla doldu taştı.

Hükümetin asgari ücrete bakış açısından anlıyoruz ki gidişin yönü bütün ülkeyi asgari ücretle çalışanlar ülkesi haline getirmek.

Sonuç

Seçime kadar olan birkaç aylık süreçte seçim yatırımı olarak bir takım popülist ekonomik politikalar, seçim sürecinde siyasi saldırılar, sandıkta şaibeli olaylar, siyasi rakiplere karşı ceza ve yasaklamalar gerçekleşebilir. Yine de 2023 umutlu olmak için birçok veri de barındırıyor. 2022 karanlığın en koyu olduğu yıl ise, 2023’te ışık görünecek demektir. Sakin, uyanık ve kararlı olacağız. Hakkımızı savunacağız ve ülkemizi sağ salim seçime götüreceğiz. Seçimde sandıklarımızı koruyacağız ve zaferi balkon konuşmasıyla değil sokaklarda dans ederek kutlayacağız.”


Hatay HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sovtna.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.