YENİDEN KÜLLERİMİZLE-DAMLA KUDRET'in KALEMİNDEN...

HATAY 22.01.2024 - 13:40, Güncelleme: 22.01.2024 - 13:40 2007+ kez okundu.
 

YENİDEN KÜLLERİMİZLE-DAMLA KUDRET'in KALEMİNDEN...

YENİDEN KÜLLERİMİZLE-DAMLA KUDRET'in KALEMİNDEN...
YENİDEN KÜLLERİMİZLE-DAMLA KUDRET'in KALEMİNDEN... Ne yazık ki ülkemizde hâlâ devam eden ve yeri geldiğinde korkunç kabuslara dönüşen bir konuyla başlamak istiyorum. Hiç düşünür müydünüz ülkemizde bu kadar yıkıcı deprem yaşanacağını? Hiç düşünür müydünüz binlerce insanın birkaç saniyede yok olacağını? Evet ülkemiz deprem ülkelerinden biri. Ama bilim insanlarının uyarılarına kulak verip gerekli önlemler alınsaydı depremin verdiği tahribat bu boyutta yaşanmayacak, binlerce insan ölmeyecekti. Evet... Evimiz başta olmak üzere her şeyimizi kaybettik birkaç saniyede. İnsanlarımızı, dostumuzu, kardeşimizi,ailemizi... Bundan daha kötü ne olabilir? O gün bizler ya o kabusun içinde hapsolup, kaybolacaktık ya da her şeye rağmen dirilecektik. Kimimizin evi üstümüze yıkıldı, kimimiz araçların içinde kilitli kaldık, kimimiz sokakta , kimimiz yatakta yakalandık. Kim bilebilirdi ki o yatağın bize mezar olacağını? Yeri geldi bizi dilenci yerine koyup azarladılar, sayıp döktüler; yeri geldi depremzedeler deyip iyi davrandılar. Yardımlar çok nadir yaşıyordu bize. Adreslerimiz karışmıştı çünkü. Aylarca haber alamadık birbirimizden. Elektrikler günlerce, haftalarca gelmedi. Her şeyimizi kaybettiğimiz için kimimiz sokakta, kimimiz seralarda, kimimiz araçlarda, kimimiz tırlarda uyuyoruz. Yemek bulabilmek için mahalle mahalle, ilçe ilçe dolaşıyoruz. Bazen bir ekmekle; bazen eli boş geri dönüyoruz. Bulabildiğimiz yemekleri kişi sayısına bölüyor, payımıza düşeni yiyoruz. Üstümüzde günlerce kalan kıyafetlerle yıkanmak için bilmediğimiz mahallelerde kutu gibi bir odada yıkanıp çıkıyoruz. Tuvalet ihtiyaçlarımızı da aynı şekilde karşılıyoruz. Bu yaşadığımız kabusa rağmen biz de elimiz kolumuz bağlı oturamayacağımız için bir alanda toplandık. Büyüklerimizden kimileri AFAD görevini üstlenerek insanları enkazdan çıkartmaya başladı ,kimileri bulabildiği suları dağıttı, kimileri traktör ya da patpat ile elektrik dağıttı. Biz gençler bir şey yapmadık mı? Elbette yaptık. Biz de yeri geldiğinde bize geç ulaşan erzaklardan fazlalıkları mahalleye dağıttık, yeri geldiğinde kötü sesimizle şarkı söyledik, yeri geldiğinde ağlaşıp dertleştik... Sadece bu kadarıyla kalmadık tabii ki. Sesimizi, acı çığlığımızı ülkeye duyurmaya başladık. Sesimizi, acı çığlığımızı kimler duydu bilmiyorum. Ama lütfen duyan duymayana duyursun. Çünkü biz hâlâ çadırlarımızla ıslanıyoruz. Depremin üstünden hemen hemen bir yıl geçti. Kaldığımız konteynırlarda bazı sebeplerden ötürü yangınlar çıkıyor. O yangınlar hayat enerjimizi, minicik bedenlerimizi koparıyor bizden. Hangi çocuk toprağın altına yakışırdı ? Hangi çocuk oyun oynamak için arkadaşlarını beklerken cansız bedenleri görmeyi, hava alacağım diye çıktığı zaman ceset kokularını koklamayı hak etti? Hatay'ı terk etmiyoruz. Hatay 'ı kimse terk etmedi. Kimimiz ( bu ben dahil olmak üzere)eğitimimiz için, kimimiz sağlık probleminden kaynaklı geçici süreliğine memleketimizden ayrıyız. Ama biliyorum ki biz nerede olursak olalım, bizim kalplerimiz bir olduğu sürece bizi hiçbir güç yıkamaz. Biz erzaktan çok başımızı sokacak bir çatı ,sıcacık bir yuva istiyoruz. Biz artık insanlarımızı kaybetmek değil, onlarla bir arada vakit geçirmek istiyoruz. Zahter kokulu memleketimizi geri istiyoruz. Tarihi yapılarımızı, kültürümüzü geri istiyoruz. Ama buna inancım tam. Hatay defalarca yıkılıp ayağa kalktıysa bir kere daha ayağa kalkacak. Bize yerden fazla gelmese de biz Hataylıların inancı, gücü olduğu sürece o şehir tekrar inşa edeceğiz. Çünkü insan evi değil, memlekete yıkılınca evsiz kalırmış. Biz yeniden biz olacağız. Bahurlarımızla, ezanlarımızla, çanlarımızla yeniden beraber ve birlikte olacağız. Medeniyetler şehri, eskisinden daha güzel ve ışıl ışıl olacak.
YENİDEN KÜLLERİMİZLE-DAMLA KUDRET'in KALEMİNDEN...
YENİDEN KÜLLERİMİZLE-DAMLA KUDRET'in KALEMİNDEN... Ne yazık ki ülkemizde hâlâ devam eden ve yeri geldiğinde korkunç kabuslara dönüşen bir konuyla başlamak istiyorum. Hiç düşünür müydünüz ülkemizde bu kadar yıkıcı deprem yaşanacağını? Hiç düşünür müydünüz binlerce insanın birkaç saniyede yok olacağını? Evet ülkemiz deprem ülkelerinden biri. Ama bilim insanlarının uyarılarına kulak verip gerekli önlemler alınsaydı depremin verdiği tahribat bu boyutta yaşanmayacak, binlerce insan ölmeyecekti. Evet... Evimiz başta olmak üzere her şeyimizi kaybettik birkaç saniyede. İnsanlarımızı, dostumuzu, kardeşimizi,ailemizi... Bundan daha kötü ne olabilir? O gün bizler ya o kabusun içinde hapsolup, kaybolacaktık ya da her şeye rağmen dirilecektik. Kimimizin evi üstümüze yıkıldı, kimimiz araçların içinde kilitli kaldık, kimimiz sokakta , kimimiz yatakta yakalandık. Kim bilebilirdi ki o yatağın bize mezar olacağını? Yeri geldi bizi dilenci yerine koyup azarladılar, sayıp döktüler; yeri geldi depremzedeler deyip iyi davrandılar. Yardımlar çok nadir yaşıyordu bize. Adreslerimiz karışmıştı çünkü. Aylarca haber alamadık birbirimizden. Elektrikler günlerce, haftalarca gelmedi. Her şeyimizi kaybettiğimiz için kimimiz sokakta, kimimiz seralarda, kimimiz araçlarda, kimimiz tırlarda uyuyoruz. Yemek bulabilmek için mahalle mahalle, ilçe ilçe dolaşıyoruz. Bazen bir ekmekle; bazen eli boş geri dönüyoruz. Bulabildiğimiz yemekleri kişi sayısına bölüyor, payımıza düşeni yiyoruz. Üstümüzde günlerce kalan kıyafetlerle yıkanmak için bilmediğimiz mahallelerde kutu gibi bir odada yıkanıp çıkıyoruz. Tuvalet ihtiyaçlarımızı da aynı şekilde karşılıyoruz. Bu yaşadığımız kabusa rağmen biz de elimiz kolumuz bağlı oturamayacağımız için bir alanda toplandık. Büyüklerimizden kimileri AFAD görevini üstlenerek insanları enkazdan çıkartmaya başladı ,kimileri bulabildiği suları dağıttı, kimileri traktör ya da patpat ile elektrik dağıttı. Biz gençler bir şey yapmadık mı? Elbette yaptık. Biz de yeri geldiğinde bize geç ulaşan erzaklardan fazlalıkları mahalleye dağıttık, yeri geldiğinde kötü sesimizle şarkı söyledik, yeri geldiğinde ağlaşıp dertleştik... Sadece bu kadarıyla kalmadık tabii ki. Sesimizi, acı çığlığımızı ülkeye duyurmaya başladık. Sesimizi, acı çığlığımızı kimler duydu bilmiyorum. Ama lütfen duyan duymayana duyursun. Çünkü biz hâlâ çadırlarımızla ıslanıyoruz. Depremin üstünden hemen hemen bir yıl geçti. Kaldığımız konteynırlarda bazı sebeplerden ötürü yangınlar çıkıyor. O yangınlar hayat enerjimizi, minicik bedenlerimizi koparıyor bizden. Hangi çocuk toprağın altına yakışırdı ? Hangi çocuk oyun oynamak için arkadaşlarını beklerken cansız bedenleri görmeyi, hava alacağım diye çıktığı zaman ceset kokularını koklamayı hak etti? Hatay'ı terk etmiyoruz. Hatay 'ı kimse terk etmedi. Kimimiz ( bu ben dahil olmak üzere)eğitimimiz için, kimimiz sağlık probleminden kaynaklı geçici süreliğine memleketimizden ayrıyız. Ama biliyorum ki biz nerede olursak olalım, bizim kalplerimiz bir olduğu sürece bizi hiçbir güç yıkamaz. Biz erzaktan çok başımızı sokacak bir çatı ,sıcacık bir yuva istiyoruz. Biz artık insanlarımızı kaybetmek değil, onlarla bir arada vakit geçirmek istiyoruz. Zahter kokulu memleketimizi geri istiyoruz. Tarihi yapılarımızı, kültürümüzü geri istiyoruz. Ama buna inancım tam. Hatay defalarca yıkılıp ayağa kalktıysa bir kere daha ayağa kalkacak. Bize yerden fazla gelmese de biz Hataylıların inancı, gücü olduğu sürece o şehir tekrar inşa edeceğiz. Çünkü insan evi değil, memlekete yıkılınca evsiz kalırmış. Biz yeniden biz olacağız. Bahurlarımızla, ezanlarımızla, çanlarımızla yeniden beraber ve birlikte olacağız. Medeniyetler şehri, eskisinden daha güzel ve ışıl ışıl olacak.
Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve sovtna.net sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.